Önceki yazılarımın birinde bahsetmiştim. Ulus'un kalbi Kale'dir. Yerleşim ve ticaret merkezleri Kale etrafında konumlanmıştır. Bu sebeple biz de bu kez gezimize Kale'den başlamaya karar verdik. Son durağımız ise Ulus Hali oldu. Bu rota çerçevesinde çeşitli insanlarla tanıştık. Kale'den inerken karşılaştığımız güzel çocuklar bize uzun süre eşlik etti ve bizi epeyce güldürdüler.
Gezimize At Pazarı'nı ziyaret etmeden devam edemezdik. Bu noktada özellikle merhum Vehbi Koç'un ticarete başladığı dükkanın, cömert miktarda nazik cam şişelerin, oyma mobilyaların bulunduğu tarihi eczanenin, el yapımı oyuncakların, model atölyelerinin, tarım makinelerinin bulunduğu Çengelhan Vehbi Koç Müzesi'ni bir çırpıda gezdik. Adeta Ulus içinde konumlanmış bir zaman makinesi niteliğinde olan bu müzeyi kesinlikle es geçmeyin. Siz şimdilik müzenin internet sitesine bir göz atın, ilerleyen günlerde müzenin fotoğraflarından da minik bir galeri oluşturmayı planlıyorum.
Çengelhan'dan çıktıktan sonra gerçek dünyaya dönmenin sebep olduğu acıyla ve bunun yanında korna seslerinden imdat eden kulaklarımızla ilerlemeye devam ettik. Fakat çınlayan kulaklarımızın acısını unutmamıza sebep olan dolmuşçu Mehmet Abi'nin güzel sohbeti Ankara ayazını yemeğe değer nitelikteydi.
O zaman fotoğraflarla devam edelim.
Gezimize At Pazarı'nı ziyaret etmeden devam edemezdik. Bu noktada özellikle merhum Vehbi Koç'un ticarete başladığı dükkanın, cömert miktarda nazik cam şişelerin, oyma mobilyaların bulunduğu tarihi eczanenin, el yapımı oyuncakların, model atölyelerinin, tarım makinelerinin bulunduğu Çengelhan Vehbi Koç Müzesi'ni bir çırpıda gezdik. Adeta Ulus içinde konumlanmış bir zaman makinesi niteliğinde olan bu müzeyi kesinlikle es geçmeyin. Siz şimdilik müzenin internet sitesine bir göz atın, ilerleyen günlerde müzenin fotoğraflarından da minik bir galeri oluşturmayı planlıyorum.
Çengelhan'dan çıktıktan sonra gerçek dünyaya dönmenin sebep olduğu acıyla ve bunun yanında korna seslerinden imdat eden kulaklarımızla ilerlemeye devam ettik. Fakat çınlayan kulaklarımızın acısını unutmamıza sebep olan dolmuşçu Mehmet Abi'nin güzel sohbeti Ankara ayazını yemeğe değer nitelikteydi.
O zaman fotoğraflarla devam edelim.